Türkiye, 2024 senesinde bir milyon adedi geçen motosiklet satışıyla Avrupa’nın en yüksek hacimli pazarı durumuna kavuştu. Mobilite alanının önde gelen şirketlerinden Bosch, güvenli ve randımanlı sürüş adına geliştirdiği ve ürettiği teknolojileri, mesela ABS (Kilitlenmeyi Önleyici Fren Sistemi) ve MSC (Motosiklet Denge Kontrol Sistemi) gibi, Türkiye pazarındaki gelişmeye paralel olarak artan kaza oranlarının engellenmesi adına oldukça önemli görüyor.
Bosch Türkiye ve Orta Doğu Başkanı Daniel Korioth, Alman mühendisliğinin titiz testlerini vurgulayarak, “Bu dinamik pazarın ihtiyaçlarını sadece karşılamakla kalmıyor, aynı zamanda bu ihtiyaçları şekillendiriyoruz. Mobilite hem Bosch hem de ülkemiz için güçlü bir sektör. Paydaşlarımızla birlikte bu ekosistemi güçlendirmeye yönelik her imkânı sunmak için gayret ediyoruz. Büyüyen Türkiye pazarı için vazgeçilmez olan güvenli sürüş destek sistemlerini ve verimli sürüş için motor yönetim sistemlerini Almanya’daki motosiklet tutkunu mühendislerimizin titiz testlerinden geçirerek sunuyoruz.” ifadelerini kullandı.
Her geçen gün artan motosiklet ekosistemi ile ön plana çıkan Türkiye’yi ziyarete gelen Bosch İki Tekerlekli Araç ve Motor Sporları Avrupa Başkanı Fevzi Yıldırım, “Motosikletler için üç aşamalı güvenlik ve destek sistemleri sunuyoruz. İlk olarak ABS gibi reaktif fonksiyonlarla; ikinci olarak, aracı çevreleyen radar sensörleriyle ve son olarak, aracı ve sürücüyü internete bağlayan teknolojilerle bunu yapıyoruz“ diyerek güvenlik vurgusunu öne çıkardı.
Bosch, motosikletlerde güvenlik ve randıman hususunda tamamlayıcı bir anlayış getirerek üç aşamalı güvenlik katmanı ve motor idare sistemleriyle sürüş tecrübesini tekrardan şekillendiriyor. İlk güvenlik katmanını meydana getiren ABS sistemi, tekerlek kilitlenmesini önleyerek sürücülere daha kontrollü frenleme olanağı tanıyor ve Türkiye’de 125cc üzerindeki tüm motosikletlerde zorunlu tutuluyor.
Bosch’un seneler içinde geliştirdiği yazılım güncellemeleri ve Almanya’daki titiz testleri ise bu teknolojiyi daima ileri taşıyor. İkinci aşama olan Motosiklet Denge Kontrolü (MSC), sensörler aracılığıyla aracın dinamik durumunu analiz ederek hem düz hem virajlı yollarda sürüş güvenliğini artırıyor. Bu sistem ayrıca adaptif hız sabitleyici gibi ileri sürücü destek teknolojilerinin temelini oluşturuyor.
Üçüncü katmanda ise bağlantılı çözümler öne çıkıyor; Bluetooth ve Wi-Fi teknolojileri sayesinde trafik, hava durumu ve navigasyon gibi veriler doğrudan sürücüyle paylaşılırken güvenlik dijital boyuta taşınıyor. Bosch’un motor yönetim sistemleri ise performansı ve yakıt verimliliğini en üst düzeye çıkararak, hassas elektronik kontrollerle optimum hava-yakıt karışımını sağlıyor; böylece hem düşük emisyon değerleri hem de 125cc’lik bir motor için 100 kilometrede 2 litrenin altında yakıt tüketimi mümkün hale geliyor.