Özellikle İmamoğlu’nun gözaltına alınmasıyla başlayan süreç son olarak bazı firmaların boykot edilmesine kadar gitti. Bilhassa Borsa İstanbul’da büyük kayıplar yaşandı. ALB Yatırım Baş Ekonomisti Filiz Eryılmaz, bankacılık endeksinin güçlü bir toparlanma gösterebileceğini düşünmediğini ifade ederek şöyle konuştu:
BORSA İSTANBUL’DA SATIŞLAR DERİNLEŞTİ
İlk olarak borsayla başlayalım. Şimdi geçen hafta başlarken aslında riskler arasında İmamoğlu’nun diploma davasının etkili olabileceğini söylemiştik. Dolayısıyla sadece diploma konusuyla kalmaması, işte bu gözaltına alınması ve bunun zaten piyasada az çok tutuklamaya evrilecek noktasında güçlü bir inanç vardı diyebilirim. Dolayısıyla buraya evrilmesi tabii sadece bu değil yani bu olay Türkiye siyasetinde çok ciddi bir kırılma yaratacak. Ve çok ciddi siyaseten ve tabii ki bunun diğer alanlara da yansımaları olacak.
Ve her şeyden öte ciddi bir belirsizlik var. Tüm bu belirsizliklerle birlikte özellikle şunu gördük bakın çarşamba günü bu olaylarla ciddi bir 10.000’in altına geldik sonra perşembe günü bir 10.000’in üzerine attık. Fakat sonrasında özellikle tansiyonun halk tarafında artması dolayısıyla sokak tarafında yansıması ve bu olayların özellikle gezi olaylarına evrilebileceği endişesinin özellikle perşembe günü öğleden sonra ve cuma ciddi anlamda satışları derinleştiğini söyleyebilirim.
Şunu gördük yani biz 10.800’llü seviyelerden 8.984 kadar düştük. Yani bir haftada % 106,5 düştü. Bu 2008 krizinden sonra gördüğümüz haftalık en güçlü düşüş. Bankacılık endeksi %26,5 düştü. Yani bu 2001 krizinden sonra gördüğümüz en güçlü düşüş. Niye bankalar güçlü düşüyor? Çünkü bir kur artınca dolayısıyla bu türbülans olunca kur daha da yukarı gidecek belki de kuru tutmak zorlaşacak. Dolayısıyla bu enflasyonu olumsuz yansıyınca Merkez Bankası faiz indirmeyi bırakın artıracak fiyatlaması var. Bu bankalara olumsuz yarıyor yabancının çıkışı var. Ne kadar çıktı bilmiyoruz.
BANKACILIK ENDEKSİNDE GÜÇLÜ BİR TOPARLANMA BEKLEMEMEK GEREKİR
Dolayısıyla yabancının en çok pozisyonlandırma borsanın yönü hakkında net bir durum çizmek çok rasyonel değil ama her şeye rağmen hani en olası senaryodan bahsetmeye çalışacağım. Ama bankalar tarafına yakında diğer sektörlere göre güçlü bir toparlanma beklememek gerekir. Çünkü faizler daha yukarıda kalacak yakın vadede öyle görünüyor. Şimdi kuvvetle muhtemel evet Nisan’da artık piyasa şunu fiyatlıyor pas geçecek Merkez Bankası Belki o borç verme faizi gecelik üst bandı tekrar yukarı çekecek. Hatta şöyle söyleyeyim. Evet kur tarafında şu an bir hareket yok ama olur da kur tarafında. Çünkü henüz daha yerlinin talebini gördüğümüz kanaatinde değilim. Umarım olmaz tabii böyle bir temennimiz yok ama yerlinin talebi tıpkı Mart 2024 seçimlerinden önce kur daha da artacak beklentisiyle eğer yukarı ciddi anlamda buraya bir yöneliş olursa Merkez Bankası’nın yeniden faiz artışı yani politika faizini artırdığı bir sürece evrilebiriz.
Hatta şuralara evrildik. Biz haklı olarak yatırımcılar ve iktisadi ajanlarda ekonomik programı olan güvende sarsılmam başladığını gördük. Dolayısıyla kur hareketi bu ekonomik programa olan güveni daha da azaltacaktır. Şimdi kur hareketine bakıyorum. Kur tarafında şu an yani 37.3’ten kapadık. Biz 38’i gördük en yüksek. Piyasaların açılmasıyla şu an 37.99 yani. 1. 65’te kısmi anlamda bir yükseliş olduğunu söyleyebilirim.
MERKEZ’İN ADIMLARI
Merkez Bankası’nın hakkını teslim etmek gerekir. Çok ciddi adımlar attı. İşte borç verme faizini yukarı çekti likitle senedi ihracına gitti depo alım ihalelerini 56 güne çekti. Dolayısıyla ciddi adımları var. Merkez Bankası’nın yine TL uzlaşmalı vadeli döviz satım ihalelerine başlayacağını söyledi. Piyasaya işte mümkün Mertebe adım atıldığını görüyoruz. Dolayısıyla bunlar olumlu adımlar. Ayrıca SPK’dan biliyorsunuz bir karar geldi. Yine işte hisse geri alımlarını kolaylaştırıyor. Açığa satış yasağa kaldırıldı. Öz kaynak oranının aşağı çekildiğini görüyoruz. Kredili pozisyonu taşıyanlar için bunların hepsini olumlu değerlendiriyorum ben özellikle düşüşü yavaşlatacak.